top of page

Yeni Başlayanlar İçin Astroloji: Ay'ın Şarteyn Menzili ve Astroloji

Yazarın fotoğrafı: Orhan Oğuz YILMAZOrhan Oğuz YILMAZ

"Ve ayı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır."

Nuh Suresi, 16. Ayet

Şarteyn Menzili

 

İbn Arabi bu menzilin ismini Şartın (Netac) Menzili ve menzilin ismi şerifinin ise el-Bedi olduğunu belirtir. Bu isim ibda edilen (misalsiz yaratılan) her şeye ve ilk akla yönelendir. İlk akıl kalemdir. El-Bedi[1], harflerden Elif/Hemze (ء ا ) ve onun mertebelerini, menzillerden şartin’i var eder ve bu harfin ebced değeri 1 rakamıdır. Nefesten kaynaklanan zati-ilahi yardım ile yönelir. Allah şöyle der; “Göklerin ve yerlerin bediidir.”

İbn Arabi bu menzilin ismini Şartın (Netac) Menzili ve menzilin ismi şerifinin ise el-Bedi olduğunu belirtir. Bu isim ibda edilen (misalsiz yaratılan) her şeye ve ilk akla yönelendir. İlk akıl kalemdir. El-Bedi[1], harflerden Elif/Hemze (ء  ا ) ve onun mertebelerini, menzillerden şartin’i var eder ve bu harfin ebced değeri 1 rakamıdır. Nefesten kaynaklanan zati-ilahi yardım ile yönelir. Allah şöyle der; “Göklerin ve yerlerin bediidir.”
Yeni Başlayanlar İçin Astroloji: Ay'ın Şarteyn Menzili ve Astroloji

Şartin, 0 - 12 derece Koç arasında aranır. Ay’ın bu konağında “Şükrederseniz, arttırırız.” Ayeti gereği yeni şeylere başlanılması, şeylerde eksilmelerin yaşanmasına neden olabilir. Mecbur kalmadıkça yeni şeylere başlamamak gerekir. Allah ayetinde; “ilave yapanlar için ilave vardır” buyurur. İlave ise ancak asıl olan şeyin varlığından sonra düşünülebilir. Asıl olan şey’in miktarı bilinince, ilavenin asıl olmadığı zannedilmesin diye, ilave de öğrenilir. Bu öğretinin ardından yeni bir şeye başlamak yerine süre gelen şeylere odaklanmak, aslın varlığını bilmek ve sonraki konaklarda gelen ilavelerin, asıl olmadığının bilince erişmekte fayda vardır. Bu sezgi; zeki mühendislere yardım eder, sanatlar üreten, garip-bilinmez şekilleri ortaya koyanlardır ve bu konakta yardım alırlar. Ayrıca hürriyet ve kulluk ehline de yardım ulaşır[1].


Şemsül Marifül Kübra adlı eserde ise Şarteyn Durağı olarak el alınmıştır. Ay bu konağa geldiği zaman ateşli ve uğursuzdur. Burada öyle bir ruhaniyet iner ki Dünya da fesad ve kan dökmek görülür. Durumu anlayan, bilen hikmet sahibi kişiler böyle bir vakitte hareketsiz kalırlar. Bunlardan bazıları böyle bir vakitte uykularında kendilerini ürkütecek ve ahlaklarını bozacak rüyalar gördüklerini anlatırlar. Böyle bir zamanda uyumayanlar, kötülük ve şer yolunu tutanlar veya yaratanlar hakkında harekete geçmelidir. Bu vakitte doğan kimseler fesatçı ve bozguncu olurlar. Bunun tütsüsü ise: kara biber ve siyah danedir[2]. Şarteyn durağının yıldızları 10 Nisan günü görünüp çıktığı vakit güneşte iklil konağına inmiş olur[3].


Safa Kardeşliği de bu menzili Şarteyn ismi ile ele alırlar. Ay, koç burcunun başlangıcına uğrayınca onun on iki derecesine kadardır. O ateşli ve uğursuzdur. Kadınlarla ilgili işleri yapmak o zaman diliminde uygundur. O dönemde yeni elbiseler giymekten kaçınılır ve bütün işler bırakılır. Bu derecede kralların ve sultanların nefisleriyle ilişki kuran ruhaniyet harekete geçer. Onlarda gazap, öldürme kastıyla yapılan saldırı, kan dökmek, eziyet zulüm görülür. Sonra bu tüm alemi kapsar. Bu her birinde kuvvetine ve kendisine verilen kudrete göre ortaya çıkar. Kadınlarla ilgili olanlardan başka duruma uygun değildir. Kim bu günde evlenirse kadından yana şanslı olur. Kadın da ondan yana şanslı olur. Bu ayda köle, binek, koyun ve sığır satın al. O vakit ağaç dik, ek, biç, ev yap. Bunların neticesi güzeldir. O gün kimseyle kardeşlik kurma; çünkü sevenlerin sevgisi bu zamanda çok sürmez. O gün ticaret için bir şey satın alma. Çünkü bu işin sonucu iyi olmaz. O gün asla tılsım ve davet ile meşgul olma. O gün doğan kimse erkek ise günahkar, şerli, tutumsuz olur ve hiçbir işte sorumluluk üstlenmez. Eğer kız ise günahkar ve fahişe, erkeklerin gözünde ise şanslı, gözde ve arzulanan kadın olur[4].

 

[1] Bedî‘ kelimesinin sözlük anlamı “örneksiz ve modelsiz olarak bir şey icat eden, örneği ve modeli olmadan yaratılmış olan” demektir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, “O göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır” (el-Bakara 2/117) meâlindeki âyette yer alan bedî‘ bu mânayı ifade etmektedir. Bir edebiyat terimi olarak bedî‘, edebî sanatlarla örülü ifadenin lafız bakımından kusursuz, mâna bakımından mâkul ve aynı zamanda bir âhenge sahip olmasının usul ve kaidelerini inceleyen ilim demektir. Sözlük anlamıyla ilgili olarak, Beşşâr b. Bürd, Külsûm b. Amr el-Attâbî vb. II. (VIII.) yüzyılda yaşamış yeni (muhdes) şairlerin, lafız ve şekle dayanan edebî sanatlarda eski (kadîm) şairlerin üslûbundan ayrılıp şiire getirdikleri yeniliğe bazı münekkitler “yeni tarz” anlamında bedî‘ adını verdiler. Câhiz (ö. 255/869) el-Beyân ve’t-tebyîn’de, bedî‘ kelimesinin râviler tarafından şiire renk ve güzellik kazandıran her türlü edebî ve belâgatla ilgili maharetler için kullanıldığını misallerle anlatır. Aynı zamanda bu kelimenin artık belâgatın değişik konularını içine alan ve kapsamı genişleyen bir edebiyat terimi hüviyetini kazanmaya başladığına da işaret eder (I, 51; IV, 55-56). [2] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 9.Cilt, 5. Baskı 2020, syf: 47 [3] İmam Ahmet Bin Ali El-Buni, Şemsül Marifül Kübra (Güneşler Güneşi), İstanbul : Esma Yayınları, Cilt 1, Çvr: H. Mustafa VARLI, Syf: 75 – 76 [4] İmam Ahmet Bin Ali El-Buni, Şemsül Marifül Kübra (Güneşler Güneşi), İstanbul : Esma Yayınları, Cilt 1, Çvr: H. Mustafa VARLI, Syf: 95 [5] İhvan-ı Safa Risaleleri, Ayrıntı Yayınları, İstanbul: Kayhan Matbaacılık, Cilt.4, 1. Basım, 2014, Syf: 300



Comentarios


bottom of page