top of page
0. yeni başlayanlar için astroloji kapak resmi.jpg
Blue Modern Brain Genius And Technology Smart Mind Business Logo Template (1).png

For aBetter Life

AstroPedia

ASTROPEDİA...

Sezgisi olmayanın bilgisi olmaz, bilgisi olmayanın cevheri olmaz, cevheri olmayanın varışı olmaz, varışı olmayanın kalacak yeri olmaz der Ihvanus Safa kardeşliği. Biz de bunun sonuna kalacak yeri olmayan yok hükmündedir diyoruz.

Neden yok hükmündedir diyoruz da yok demiyoruz?

Çünkü ancak var olan yoklanabilir ve varlık kesinlikle yok olmaz, hükmen yoktur ancak hükümler belirli bir zaman sonra hakikatle ister istemez buluşacaktır. İbn Arabi bahsi üzere "Hükümler çoktur, ancak Hakikat tekdir ve hüküm, Hakikate dönecektir ve "dönüşünüz ancak O'nadır" gerçeği de ilahi kitaplarda insanlara bildirilmiştir.

"Battığı sırada yıldıza and olsun ki" bu yolculukta işaretler önemli yer teşkil etmektedir ancak insanlar bu işaretleri bir şekilde okuyamayacak hale getirilmiş ve kadim bilgiler insanlardan gizlenmiştir. Bu konularda insanların yeteri kadar bilgi edinebileceği kaynak geçtiğimiz on yıllara kadar yok denecek kadar azdır. Son yıllarda sadece bu hususlarda kaynaklar artmamış aynı zamanda bilimsel olarak da her maddenin bir titreşiminin, frekansının olduğu ve frekansların insanları olumlu veya olumsuz etkilediği kanıtlanmıştır. Basit bir örnekle gece gündüze kavuştuğu halde hava bulutlu ve kapalı ise o gün modunuz düşük olur belki güne gözlerinizi açmakta zorlanırsınız. Sadece gören gözler değil sanki beden dahi hisseder o kasvetli havayı. Bu durum göksel hareketlerin ve cisimlerin gözle görülebilir bir etkisidir insana. Gezegenlerin frekans ve titreşimleri de benzer şekilde tesirlere neden olmaktadır.

#BİLGİ ; En Büyük Güç, En Değerli Hazine
01:00

#BİLGİ ; En Büyük Güç, En Değerli Hazine

Tarih boyunca bilgi, en büyük güç kaynağı ve en değerli hazine olarak görülmüştür. Eski uygarlıklar, bilgiyi muhafaza etmek ve gelecek nesillere aktarmak için kütüphaneler, yazıtlar ve el yazmaları gibi araçlar geliştirmiştir. Örneğin, dünyanın ilk kütüphanelerinden biri olan Ninova Kütüphanesi, Mezopotamya'nın yazılı tarihini günümüze taşıyan önemli bir bilgi kaynağıydı. Ancak, bu tür hazineler genellikle savaşlarda hedef alınmış ve yok edilmiştir. İskenderiye Kütüphanesi’nin yakılması, insanlığın yüzyıllar boyunca edindiği bilgilerin büyük bir kısmının kaybına yol açmıştır. Bu olaylar, bilginin hem korunmaya çalışılan hem de rakiplerden saklanması gereken bir güç kaynağı olarak görüldüğünü açıkça göstermektedir. Bilgiye sahip olmak, tarih boyunca iktidarı elinde tutmanın anahtarı olmuştur. Orta Çağ'da kilise, bilginin yayılmasını sınırlamak için Latinceyi bir araç olarak kullanmış, böylece sadece eğitimli seçkinler kutsal metinlere erişebilmiştir. Benzer şekilde, birçok toplumda bilimsel keşifler veya yeni fikirler ya gizlenmiş ya da yok edilmiştir. Galileo Galilei’nin dünya görüşüne yönelik savunması ve engizisyon tarafından yargılanması, bilginin mevcut otoriteye karşı tehdit oluşturabileceğini kanıtlamaktadır. Modern çağda ise bilgi, ekonomik ve politik üstünlüğün bir aracı haline gelmiştir. Örneğin, teknolojik ve bilimsel ilerlemeler, bu alanlardaki bilgiye sahip olan ülkeler arasında ciddi bir güç dengesizliği yaratmıştır. Ancak günümüze ulaşan bilginin tamamen şeffaf olduğunu söylemek zordur. Tarih yazıcıları, kazananların perspektifinden olayları kaydetmiş, yenilenlerin hikayelerini çoğu zaman göz ardı etmiştir. Ayrıca, büyük güçler bazı bilgileri saklamış veya manipüle etmiştir. Gizli belgelerin yıllar sonra ortaya çıkması, bu duruma en iyi örnektir. Bunun yanı sıra, günümüzde internet çağında bilgiye erişim daha kolay hale gelse de, yanlış yönlendiren, eksik ya da çarpıtılmış içeriklerin sayısı giderek artmaktadır. Bu durum, bilgiyi ayırt etme ve eleştirel düşünme yeteneğini daha da değerli kılmaktadır. - #bilgi #güç #hazine #tarih #bilginingücü #tarihdersleri #iskenderiyekütüphanesi #ninvakütüphanesi #galileogalilei #engizisyon #bilimveteknoloji #bilgitarihi #tarihtekibilgi #bilgimirası #bilgitaraflılığı #bilgininsaklanması #kayıpbilgiler #biliminsaklanması #şeffaflık #manipülasyon #bilginingeçmişi #tarihselörnekler #bilgiyeerişim #bilgininsansürlenmesi #bilimvesiyaset #bilgiçarpıtması #eleştireldüşünce #modernbilgi #bilgievreni #tarihibilgi #gizemlibilgiler #kütüphaneler #kaybolanbilgi #tarihvesiyaset #bilgiyeteneği #internetcagı #tarihvebilim #bilgininhazinesi
Hint Mitolojisi 3: Tanrıların Savaş Arabaları ve İlahi Silahlar, Mahabharata ve Ramayana Destanları
01:29:04

Hint Mitolojisi 3: Tanrıların Savaş Arabaları ve İlahi Silahlar, Mahabharata ve Ramayana Destanları

Hint mitolojisinin iki büyük destanı, Mahabharata ve Ramayana, epik savaşlar, tanrısal müdahaleler ve benzersiz teknolojiye sahip ilahi silahlar ile doludur. Bu destanlar, yalnızca ruhsal bir rehber değil, aynı zamanda antik Hint kültürünün bilimsel ve teknolojik hayal gücünü de sergiler. Savaş arabaları ve ilahi silahlar, bu destanların anlatılarında önemli bir rol oynar. Mahabharata'da, tanrısal silahlar ve savaş arabaları, savaşçıların güçlerini ve yeteneklerini yüceltir. Örneğin, Arjuna’nın savaş arabası, Krishna tarafından sürülür ve eşsiz bir kutsallık taşır. Krishna’nın rehberliğiyle Arjuna, Brahmastra ve Pashupatastra gibi ilahi silahları kullanarak düşmanlarını yenmek için efsanevi bir mücadele verir. Brahmastra, bir nükleer patlama kadar güçlü bir silah olarak tanımlanırken, Pashupatastra, evreni yok edebilecek bir enerjiye sahip olduğu söylenen ölümcül bir silahtır. Ramayana'da ise, tanrıların ve şeytanların savaşlarında kullandıkları silahlar ve araçlar oldukça dikkat çekicidir. Rama, Ravana’yı yenmek için Agneyastra (ateş silahı) ve Varunastra (su silahı) gibi silahları kullanır. Ayrıca, Ravana’nın sahip olduğu Pushpaka Vimana isimli uçan savaş aracı, eski Hint teknolojisinin hayal gücünün büyüleyici bir örneğidir. Pushpaka Vimana, hız, manevra kabiliyeti ve büyüleyici tasarımıyla hem tanrılar hem de kahramanlar tarafından hayranlıkla kullanılmıştır. Bu destanlar, savaş araçlarını ve silahlarını sadece fiziksel bir güç değil, aynı zamanda tanrısal bir iradenin sembolü olarak tasvir eder. İlahi silahların kullanımı, bireyin ahlaki sorumluluğu ve dharma'ya (görev) uygun hareket etmesi gerektiği vurgulanır. Her silah, kullanıcısının karakterine ve niyetine göre sonuçlar doğurur. Yanlış niyetle kullanılan ilahi bir silah, hem kullanıcıya hem de çevresine büyük zarar verebilir. Hint mitolojisindeki savaş arabaları ve ilahi silahlar, insanın teknolojiyi, doğayı ve ahlakı bir araya getirme çabasını simgeler. Mahabharata ve Ramayana, bu temaları kullanarak okuyucularına yalnızca kahramanlık hikayeleri değil, aynı zamanda derin bir ahlaki ve felsefi rehberlik sunar.
Hint Mitolojisi 2: Kozmik Çağlar, Kalpa, Maha Yuga, Manu Tufanı ve Tanrıların Enkarnasyonu
01:05:38

Hint Mitolojisi 2: Kozmik Çağlar, Kalpa, Maha Yuga, Manu Tufanı ve Tanrıların Enkarnasyonu

Hint mitolojisi, evrenin yaratılışı, korunması ve yok oluşu hakkında derin sembollerle doludur. Bu videoda, Hint kozmolojisinin temel taşları olan Kozmik Çağlar, Kalpa, Maha Yuga ve dört yuga dönemi (Satya, Treta, Dvapara ve Kali Yuga) ele alınıyor. Ayrıca, Manu Tufanı hikayesi ve insanın yaratılışına dair mitolojik anlatılara da yer veriyoruz. Hint tanrılarının (Brahma, Vişnu, Şiva) evrenin düzenini nasıl sağladığını ve enkarnasyon kavramıyla dünyaya müdahale ettiklerini keşfedeceksiniz. Kozmik Zaman ve Kalpa: Hinduizm’e göre bir Kalpa, Brahma’nın bir günü kadar uzun olan yaklaşık 4.32 milyar yıl süren devasa bir döngüdür. Kalpa, 14 Manvantara’ya bölünür ve her biri Manu tarafından yönetilir. Biz şu an yedinci Manu olan Vaivasvata Manu dönemindeyiz. Her Manvantara’da evren yeniden yaratılır, yok olur ve tekrar doğar. Maha Yuga ve Yuga Çağları: Hint mitolojisine göre evren, 4.32 milyon yıl süren bir Maha Yuga döngüsü içinde hareket eder. Maha Yuga, dört ana yuga çağını içerir: Satya Yuga (Altın Çağ): Doğruluğun ve erdemin zirvede olduğu dönemdir. Treta Yuga (Gümüş Çağ): Doğruluğun %75’e düştüğü, ancak manevi değerlerin hâlâ güçlü olduğu dönem. Dvapara Yuga (Bronz Çağ): Doğruluğun %50’ye indiği, materyalizmin artmaya başladığı çağ. Kali Yuga (Demir Çağ): Doğruluğun %25’e düştüğü, ahlaki çöküş ve şiddetin arttığı çağ. Manu Tufanı ve İnsanın Yeniden Doğuşu: Tufan mitolojisi, Hinduizm’in önemli bir parçasıdır. Vaivasvata Manu, Tanrı Vişnu’nun balık avatarı olan Matsya’nın yardımıyla tufandan kurtulur ve insanlığın yeni atası olur. İnsanların mısır tanelerinden veya tanrıların bedenlerinden yaratıldığına inanılan hikayeler de anlatılacaktır. Hint Tanrıları ve Enkarnasyon: Brahma (Yaratıcı), Vişnu (Koruyucu) ve Şiva (Yıkıcı) gibi tanrılar, evrenin düzenini sağlamak için birbiriyle bağlantılı şekilde çalışır. Vişnu’nun 10 avatarı (enkarnasyonu) dünyaya müdahale ederek insanlığa rehberlik eder. En ünlü enkarnasyonları arasında Rama, Krishna ve Buddha yer alır. Videoda ayrıca, ruhsal döngüler, karma, reenkarnasyon ve moksha (kurtuluş) kavramlarına da değineceğiz. Hint mitolojisinin büyüleyici dünyasına bir yolculuk yapmak istiyorsanız, bu video tam size göre! Want to create live streams like this? Check out StreamYard: https://streamyard.com/pal/d/5539685652496384
İsrail mi güçlü? İnsanlık mı zayıf? Manipülasyonlara boyun eğme.
00:59

İsrail mi güçlü? İnsanlık mı zayıf? Manipülasyonlara boyun eğme.

İnsanlık, binlerce yıl boyunca güç odaklarının kontrol mekanizmaları altında şekillendirilmiş, gerçekliğin perdesi ardına hapsedilmiştir. İsrail gibi küçük bir ülkenin, 8 milyar nüfuslu bir dünyada bu denli etkili olması, yalnızca fiziksel güçle değil, zihinleri şekillendiren çok katmanlı bir stratejiyle mümkün olmuştur. Bu strateji, bireyleri kendi benliklerinden koparıp kolektif bir illüzyona hapsetmeyi hedefler. Adeta bir Truman Show'un içinde, farkında olmadan sahte bir gerçeklikte yaşamaya devam eden insanlık, özgür olduğunu sanırken zihinlerinde kurulan görünmez duvarların içinde sıkışmıştır. Savaşlar, krizler ve kaoslar, yalnızca politik ya da ekonomik hedefler için değil; aynı zamanda toplumları cehalete mahkum etmek ve onları manipüle edilebilir hale getirmek için kullanılan bir araçtır. Coğrafyalar arasında yaratılan eşitsizlikler, bireylerin farkındalıklarını engelleyen derin uçurumlar oluşturur. İnsanlık, bu uçurumlarda birbirine düşerken, perde arkasındaki güç odakları kendi ajandalarını ilerletir. Bu düzenin temelinde, gerçeklikten kopmuş, sorgulama yetisini kaybetmiş bir toplum yaratma hedefi yatmaktadır. Ancak gerçek bir uyanış mümkündür. Bu uyanış, yalnızca bireylerin kendilerini ve çevrelerini derinlemesine sorgulamasıyla gerçekleşebilir. Hakikati aramak, illüzyonun ötesine geçmek ve zihinlerin zincirlerini kırmak için bir çabadır. İnsanlığın en büyük gücü, kontrol mekanizmalarını aşarak kendi kaderini yeniden tayin edebilme yetisidir. Truman Show’dan uyanmak, yalnızca bir seçim değil, aynı zamanda bir mücadeledir. - #illüzyon #gerçek #hakikat #uyanis #farkindalik #sorgulama #manipulasyon #bilinçaltı #toplumsalmanipulasyon #özgürlük #zihingücü #gerçeklikperdesi #israilanalizi #kontrolmekanizması #zihinseluyanış #modernkölelik #toplum #savaş #kaos #bilgi #cehalet #sorgulamafarkı #özgüven #strateji #algıyönetimi #insanlıkpotansiyeli #moderninsan #gerçektenkaçış #hakikattakibi #bireyselsorgulama #düzenvekaos #toplumdüzeni #sistemanalizi #bilinçuyandırma #özgürdüşünce #kültürelmanipülasyon #trumanshowgerçeği #insanlıkuyanışı
Tevrat, İncil ve Kur'an: Bahsedilmeyenler
00:53

Tevrat, İncil ve Kur'an: Bahsedilmeyenler

Tevrat, İncil ve Kur'an, ortak bir tektanrılı inanç geleneğinden gelir ve pek çok benzer hikaye ve temayı paylaşır. Örneğin, İncil’in ilk beş kitabı olan Pentateuch (Torah), doğrudan Tevrat’tan alınmıştır ve Yahudilik ile Hristiyanlık arasında bir köprü oluşturur. Adem ile Havva’nın yaratılışı gibi hikayeler, hem Tevrat hem de İncil’de yer alırken, İslam’da Kur'an aracılığıyla benzer bir şekilde anlatılır. Özellikle Havva’nın Adem’in kaburga kemiğinden yaratılması, İslam kültüründe bilinse de kökeni Tevrat’a dayanır. Bu kutsal kitaplar arasındaki ortak noktalar, yalnızca hikayelerde değil, ahlaki öğretilerde de görülür. Örneğin, Allah’ın insanları doğru yola davet etmesi, peygamberlerin gönderilmesi ve kıyamet gününe dair mesajlar üç kutsal kitapta da yer alır. Ayrıca Hz. İbrahim (Avraham) ve ailesinin rolü, bu dinlerin ortak atası olarak kabul edilir ve kitaplarda farklı ayrıntılarla işlenir. Bu, dinlerin tarih boyunca birbirinden nasıl etkilendiğini ve aynı kültürel zemin üzerinde nasıl şekillendiğini gösterir. Bir diğer önemli nokta, her üç kitapta da Tanrı’nın evrensel mesajını insanlara ileten peygamberlere vurgu yapılmasıdır. Musa, İsa ve Muhammed’in peygamberlikleri, inananları doğru yola çağırmaları ve insanlığa rehberlik etmeleri açısından birbirine paralel temalar içerir. Bu ortak yönler, insanlık tarihindeki dini düşüncenin birbirini nasıl etkilediğini anlamamıza ışık tutar. - #İncil #Tevrat #Kur'an #DinlerTarihi #AdemveHavva #Peygamberler #Musa #Hzİbrahim #Hristiyanlık #Musevilik #İslam #DinlerArasıOrtaklık #KaburgaKemiği #YaratılışHikayesi #SemaviDinler #Pentateuch #Torah #Tanrı #Allah #İbrahim #PeygamberlerTarihi #KutsalKitaplar #İnanç #İslamiyet #Yahudilik #KıyametGünü #TarihiHikayeler #PeygamberlerAnlatımı #Kur'anveTevrat #İsa #HzMusa #Muhammed #DinTarihi #Kitab-ıMukaddes #Kur'anınTarihi #İslamdaKadın #HavvaVeAdem #KaburgaEfsanesi #TevratHikayeleri #SemaviDinlerinBenzerlikleri #AllahınMesajı #Kur'andaHikayeler #DinlerinKökeni #İncilveTevrat #DinFelsefesi #AdemdenGünümüze #İnsanlıkTarihi
Hint Mitolojisi 1: Reenkarnasyon, Karma, Avatar ve Yaratılışın Gizemi | Vedaların Derin Sırları
01:05:44

Hint Mitolojisi 1: Reenkarnasyon, Karma, Avatar ve Yaratılışın Gizemi | Vedaların Derin Sırları

Hint mitolojisi, karmaşık ve derin anlamlarla dolu bir sistemdir. Reenkarnasyon, karma, dharma, avatar ve evrenin yaratılışı gibi kavramlar, bu kültürün en temel yapı taşlarını oluşturur. Bu videoda, Hinduizm'in kozmolojik anlayışını, yaşam döngüsünü ve varoluş felsefesini keşfedeceğiz. Reenkarnasyon, bir ruhun ölümden sonra yeni bir bedende yeniden doğuşunu ifade eder. Bu inanış, Hinduizm'in temel öğretilerinden biridir. İnsanın bir önceki yaşamındaki eylemleri (karma) ve bu eylemlerin sonuçları, ruhun sonraki yaşamını belirler. Bu döngü, ruhun nihai kurtuluşu olan mokşa’ya ulaşana kadar devam eder. Peki, reenkarnasyonun bilimsel ya da spiritüel anlamda nasıl bir açıklaması vardır? Bu videoda bu sorunun yanıtını arıyoruz. Karma, "her eylemin bir sonucu vardır" anlayışını temel alır. İyi ya da kötü her davranış, bireyin gelecekteki yaşamına etki eder. Karma yasası, yalnızca bireylerin yaşam döngüsünü değil, evrenin işleyişini de düzenler. Bu anlayış, günlük yaşantımızda nasıl bir fark yaratabilir? Dharma, kişinin evrendeki yerine göre belirlenen görev ve sorumluluklarını ifade eder. Hinduizm'de dharma, toplumsal düzenin korunması ve bireyin ruhsal gelişimi için kritik öneme sahiptir. Herkesin kendi dharma’sını keşfetmesi gerektiği düşünülür. Bu anlayış, hayatımızda denge ve uyumu nasıl sağlayabilir? Avatar kavramı, Tanrı'nın insan ya da başka bir varlık formunda yeryüzüne inmesi anlamına gelir. Hindu mitolojisinde en bilinen avatarlar, Tanrı Vişnu’nun enkarnasyonlarıdır. Rama ve Krishna gibi figürler, insanlara rehberlik etmek ve dharma’yı yeniden inşa etmek için bu dünyaya gelirler. Peki, avatar kavramı ile günümüz süper kahraman filmleri arasındaki bağlantılar nelerdir? Yaratılış hikayesi ise ilahi bir kaynağın ilksel kaosun düzenine dönüşmesiyle ilgilidir. Hiranyagarbha (Altın Rahim) ve Purusha Sukta gibi metinler, evrenin doğuşunu ve düzenini açıklayan derin metaforlar içerir. Bu hikayeler, modern kozmoloji ile nasıl bir bağ kurabilir? Bu videoda ayrıca şu sorulara yanıt arıyoruz: Reenkarnasyon ve karma hayatımızda nasıl bir etkide bulunur? Dharma'nın günlük yaşamda uygulanabilirliği nedir? Hindu yaratılış mitolojisi modern bilimle nasıl örtüşür? Hint mitolojisinin derin sırlarını keşfetmek için bu videoyu sonuna kadar izlemeyi unutmayın!
Güney Doğu Asya ve Filipin Mitolojileri - Yedi Ay'ı Yok Eden Ejderha ve Kaos
47:28

Güney Doğu Asya ve Filipin Mitolojileri - Yedi Ay'ı Yok Eden Ejderha ve Kaos

Filipinler mitolojisi, animist inançların doğayla kurduğu derin bağ ve zengin efsanelerle doludur. Bu videoda, Filipin halkının animist kökenlerinden gelen en etkileyici söylenceleri keşfediyoruz. Özellikle "Bakunawa: Ayı Yutan Dev Yılan" efsanesi, ay tutulmalarını açıklayan ve doğanın gücüne saygıyı temsil eden bir hikaye olarak öne çıkıyor. Bakunawa’nın yedi ayı yutma çabası ve insanların ayı kurtarmak için gösterdiği dayanışma, Filipin kültürünün doğaya duyduğu derin bağlılığın bir yansımasıdır. Ayrıca, Filipinler’in animist inançlarından türeyen tufan hikayelerine de değiniyoruz. "Tungkung Langit ve Alunsina" efsanesi, düzen ile kaos arasındaki çatışmayı anlatırken, insan-doğa ilişkisinin önemine dikkat çekiyor. Bu hikayeler, Filipin halkının doğa olaylarını nasıl mistik bir şekilde anlamlandırdığını ve doğayla uyum içinde yaşama gerekliliğini vurguluyor. Videoda ele alınan diğer konular arasında Filipin mitolojisinin efsanevi yaratıkları da var. Aswang, Tikbalang, Kapre ve Diwata gibi figürler, hem korkutucu hem de büyüleyici yönleriyle Filipin kültüründe derin izler bırakmıştır. Bu yaratıklar, Filipin halkının ruhlar, doğa ve insan yaşamı arasındaki ilişkiye dair inançlarını sembolize eder. Bu video, Filipin mitolojisinin animist kökenlerini, doğayla olan güçlü bağını ve halk hikayelerinin evrensel mesajlarını derinlemesine anlamanıza yardımcı olacak. Filipin kültürüne dair bu mistik yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Videoda yer alan hikayeler, hem mitoloji meraklıları hem de farklı kültürlerin inanç sistemlerini keşfetmek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor. Filipin mitolojisinin büyüleyici dünyasını keşfetmek için hemen izlemeye başlayın!
Tibet Mitolojisi: Ölüm ve Ölmek, Bardo Thödol, Mahayana Budizmi ve Bön Öğretileri
01:07:27

Tibet Mitolojisi: Ölüm ve Ölmek, Bardo Thödol, Mahayana Budizmi ve Bön Öğretileri

Tibet mitolojisi, ölüm ve ölüm sonrası yolculuğun sırlarını açıklayan derin bir bilgi sistemi sunar. Bu anlayışın merkezinde, Budist ve Bön öğretilerine dayanan Bardo Thödol (Ölüler Kitabı) yer alır. Bardo Thödol, ölüm sonrası bilinç düzeylerinde ruhun nasıl yönlendirilmesi gerektiğini açıklayan bir rehberdir. "Bardo" kelimesi, ölüm ve yeniden doğum arasındaki geçiş sürecini ifade eder. Bu süreçte, ruhun farklı aşamalardan geçtiği ve bu aşamalarda doğru rehberlik ile aydınlanmaya ulaşabileceği öğretilir. Budist öğretiler, karma ve reenkarnasyon kavramlarıyla, ölüm sonrası ruhun deneyimlerini şekillendirir. Ruh, geçmişteki eylemlerine bağlı olarak yeni bir yaşam formuna geçer. Tibet Budizmi'nde, ölümün bir son değil, ruhun yeni bir bilinç seviyesine geçişi olduğuna inanılır. Bön inancı, Bardo deneyimini daha çok doğa ruhları ve kozmik enerjilerle açıklar. Bu öğretide, ruhun koruyucu varlıklarla etkileşimde bulunduğu ve doğru rehberlikle huzura kavuştuğu anlatılır. Tibet’in Kailash Dağı, Bön ve Budist inançlarında ölüm sonrası bilinç seviyelerine ulaşmada merkezi bir sembol olarak kabul edilir. Bu dağ, ruhun yeniden doğum döngüsünden kurtuluşu için bir portal olarak görülür. Bardo sürecinde, ruhun üç aşamadan geçtiği belirtilir: Chikhai Bardo (ölüm anı), Chonyid Bardo (gerçekliğin ışığıyla yüzleşme) ve Sidpa Bardo (yeniden doğuma geçiş). Bu süreçte, Tibet rahipleri, özel ilahiler ve ritüellerle ölen kişiye rehberlik eder. Bardo Thödol, bu aşamalarda ruhu doğru yönlendirmek için okunur. Tibet mitolojisi, ölüm sonrası yolculuğu, karma ve bilinç düzeyleriyle anlamlandırır. Ölüm ve yaşam arasındaki bu derin bilgelik, hem Budist hem de Bön öğretilerinin birleştiği bir ruhani yolculuk sunar. Want to create live streams like this? Check out StreamYard: https://streamyard.com/pal/d/5539685652496384

İletişime
GEÇİN

TR. +90 532-136-7972

CA. +1 647-717-7753

316 Gells RD. Richmond Hills, 
ON, CA L4C 3A6

etkileşimde
bulunun

  • Pinterest
  • Instagram
  • Facebook
  • YouTube

Mesajınızı ulaştırın

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

bottom of page