“Yıldızların yerlerine yemin ederim ki eğer bilirseniz, bu gerçekten büyük bir yemindir. “
Vakıa Suresi 75. Ayet
Mevcudun, mevcudiyetinin devamlılığı ancak “denge” ile sağlanır. Evren ikilik üzerine inşaa edilmiştir ve ikilikteki birliği idrak ettiği ve dengeyi sağladığı müddetçe varlık, mevcut olabilir. Aksi halde bir yanı eksik kalacak, eksik olacaktır. Alem büyük mevcut, insan alemi içinde barındıran, alem içinde alem olan mikro varlıktır. Nasıl ki kalpten tüm organlara kan yayılır, alemde de bir organdan diğerine her an ilahi tecelli yayılmaktadır.

Nasıl ki insan bedeninin sağlıklı olabilmesi, büyüyerek gelişmesi, şekillenmesi ve hayatı sağlık, mutluluk içerisinde yaşayabilmesi için vücudun sıhhati önemlidir; ilahi tecelli de benzer şekilde vücuttaki kan gibi, her an fizik ötesi tecellisini mevcudiyetinin sıhhati için kainatta döngüsel olarak yaymaktadır.
Bu tecelli özellikle muhtaçlık halinde insan tarafından daha kolay idrak edilmektedir çünkü talep eden, suya susamış biri gibi talep ettiğine ulaşana, kavuşana kadar talep etmekten vazgeçmeyecektir. Bu arzuyla dolan suretin ardındaki cevher başka suretlere bürünmeden özünde hakikatlerin başkalaştığını zannederken aslında hakikatin değil hükümlerin başka başka olduğunu ve hükmün, eninde sonunda hakikate döndüğünü idrak edecek ve her an tecelli eden değişimin sırrına erecektir. Her ne kadar insan, verdiğinden fazlasını talep etse de fezada yaşam süren Jüpiter, aldığından fazla vermekte ısrarla tecelliye aracılık etmektedir.
JÜPİTER’İN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
Güneş sisteminin en büyük gezegeni ve dış gezegenlerin ikincisidir. Yoğun atmosferi, gezegenin kendisinin görülmesini engeller ama ona bazen Venüs’inkine eşit görünen bir parlaklık verir. Jüpiter birçok bakımdan Güneş’e benzer, belirgin bir diferansiyel dolanımı vardır. Yüzeysel olayları muazzam boyutlu ve kısa sürelidir ve her şeyden önemlisi, enerji üretir, hem de Güneş’ten aldığından daha fazlasını. En büyük gezegen olmasının yanı sıra Venüs’ten sonra karşı konumdayken en parlak gezegendir. Bu nedenle Jüpiter’in gözlemi kolaydır; bir dürbünle bile gezegeni ve çevresindeki dört ana uyduyu görmek mümkündür.
Gezegen gözlenirken görülen ünlü kırmızı leke en az üç yüz yıldan beri Jüpiter atmosferini alt üst etmekte olan devasa boyutlu bir kasırgadan kaynaklanmaktadır. Gezegen bilimciler bu olayın uzun ömürlü ve değişken olduğuna inanmaktadır. Renkli yatay kuşakları güçlü rüzgarlardan ve atmosferin gazlarını karıştıran konvektif hareketlerden kaynaklanır. Açık renk bölgelerde sıcak gazlar yukarıya çıkarak orada kristal haline gelerek koyu renk bölgelere inerler. Baskın renklerde sarı, turuncu ve kırmızı-turuncu yoğun bulutlar halinde amonyaktan ve hidrosülfürden, daha yoğun renkler ise florün bileşimlerinden oluşur.
Jüpiter’in kütlesi asteroidlerin ve kuyruklu yıldızların yörüngelerinde sapmalar yaratacak kadar büyüktür. Jüpiter 9 saat 50 dakikada bir tam dönüş yapar. Jüpiter ağırlıklı olarak gaz halinde bir cisimdir ve Güneş’ten aldığından daha yüksek miktarda enerji yaymaktadır. Eğer Jüpiter biraz daha büyük olsaydı, Güneş’in durumunda olduğu gibi nükleer füzyon reaksiyonları gözlenebilir ve sistemimizde çift yıldızlı bir hale gelebilirdi ancak Jüpiter’in kütlesi bunun için yeterli değildir. Sıcaklığı düşük olduğundan yıldız olmayı başaramamıştır. Yüksek dönme hızının sonucu olarak gezegenden kaynaklanan yoğun bir manyetik alan söz konusudur. Jüpiter’in Io, Europa, Ganimede ve Calliston adında dört uydusu vardır[1].
JÜPİTER’İN DİNLER VE MİTOLOJİDEKİ YERİ
Tanrıların kralı Jüpiter’in kamu ahlakını ve Roma devletinin en önemli işlerini, yani antlaşmaları, savaş ilanlarını ve halka verilen sözleri gözettiğine inanılırdı. Jüpiter toprağı besleyen gökyüzünün tanrısı olarak, tarlaların bereketinden sorumlu sayılırdı. Cumhuriyetin savunucusu olarak bilinen Jüpiter’e yüzyıllar boyunca Liber[2] sıfatıyla tapılmıştır[3]. Jüpiter’in karısı Iona ve kızı Minerva’dır. Iona doğum ve bereketle ilişkilendirilirken, Minerva savaşçılık, ticaret ve hekimlikle ilişkilendirilmiştir[4]. Roma mitolojisinde Jüpiter olarak bilinen tanrı Yunan mitolojisinde Zeus olarak bilinmektedir. Benzer şekilde kralların kralı sıfatıyla, hükümdarlığın koruyucusu işlevini görür. Yunan şehir devletlerinde sözlerin yerine getirilmesini sağlayarak ve huzuru koruyarak, düzenin ve adaletin belirlediği bir yönetim kurmuştur[5].
BİLGİDEN SEZGİYE : JÜPİTER
“ Hani Yusuf babasına Babacığım, gerçekten ben 11 yıldızı, Güneş’i ve Ay’ı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı. “
(Yusuf, Kuran-ı Kerim, 4.Ayet)
İslam Filozofu İbn Arabi altıncı gök ile ilgili alegorisinde taklitçiyi Musa akılcıyı ise Bercis’in (Jüpiter) karşıladığından bahseder. Musa, taklitçiye dönme ve kürelerin ilimlerinin dışında on iki bin bilgi verir. İlahi tecellinin inanç suretlerinde ve ihtiyaçlarda ortaya çıktığını, Allah’ın ancak muhtaçlıkta görüleceğini, talep edenin her zaman talep ettiğine muhtaç olduğunu, suretlerin cevherlerden soyutlanmasını ve başka suretler giyinmesini, hakikatler hakkında bilgisiz olanın hakikatlerin başkalaştığını zannedeceğini ve aslında hakikatin başkalaşmadığını, başkalaşım ve değişimin sırrını ve Allah’ın “Elinde ne var ey Musa? O, benim asamdır.” Hitabının sırrını öğretmiştir[6].
Devamında perşembe günü meydana gelen her ilmi mesele, Hz. Musa’nın ruhaniyetindendir der. Ateş ve hava unsurunda oluşan her ulvi eser Müşteri’nin yüzmesinden, su ve toprak unsurundan oluşan her süfli eser ise onun feleğinden kaynaklanır. Bu Bedel’e ait bölge ikinci bölgedir. Bugünde ve diğer günlerdeki saatlerde onun adına meydana gelen ilimler bitkiler ve adetler ilmi, iyilik sebeplerini ve güzel ahlakları bilmek, Hakka yakınlaştıran ibadetleri bilmek, amelleri kabul ilmi ve sahipleriyle nereye varacaklarının bilinmesidir[7]. Bu Bedel’in düsturu “ Rabbimin kelimeleri tükenmezden önce deniz tükenirdi” ayetidir. Bu ise Hakk’ın ilminin makamıdır ve onun ilişmesi sonsuzdur. Bilgi, nitelikler sıralamasında ikincidir. Çünkü niteliklerin ilki hayattır, ondan sonra ilim gelir[8].
Agrippa ise Gizli Felsefe adlı eserinde iyi için bir anlama yetisi, kötü için bir tin vardır der. Güçlü, yönetici Jüpiter ile aşağıdaki tablonun izi gümüş bir tabakta çıkarılırsa bunun kazanca, varlığa, kayırmaya, sevgiye, barışa, uyuma, düşmanların yatışmasına yol açacağı, onurlara, değerlere, danışmalara götüreceği söylenir[9] vurgusunu yapar.
Öğeler arasında hava, suyuklar arasında kan, yaşam tini, dirimi arttıran, besleyen büyüten şeylerin tümü. Tatlı ve hoş olan tatlar. Kalay, gümüş, altın gb. Yumuşak metaller. Yemen taşı, beril, safir, zümrüt, yeşil yeşim, renklerden hava renkli, cam göbeği olanlar. Fesleğen, sakız ağacı, zeravent, menekşe, banotu, kavak ağacı, meşe, ak incir, elma, armut, erik, dişbudak ağaçları. Kabuklu kuru yemişler, hayvanlar arasında büyük ve ağır olanlar, koyun kuzu tavuk gibi ılımlı ve yumuşak başlı olanlar, yunus balığı gibi balıklar, pelikan, leylek, kartal gibi kuşlar Jüpiter[1] ile ilgili olduğunu söyler.
Gizli İlimler Hazinesi derleyen Mustafa İloğlu ise bu yıldızın dostu Ay, düşmanı Merkürdür der. Yıldızın tesiri altında doğanlar zevkperest ve obur olurlar. Endişe ve kederin ne olduğunu bilmezler. Güler yüzlü ve şen tabiatlıdır, çok konuşurlar. Sevimlidirler, kahkaha ile güler ve alaycıdırlar. Harisi ikbal, sulhçu, dinç, taassubu diniyyeye malik, intizamperver ve çalışkandırlar. Kendisini herkese sevdirmeyi bilir. Sözü dinlenir ve tutulur. Munistir, iyilik yapmaktan hoşlanır, insaniyetperver, kerim tabiatlı, saffeti kalp sahibi, hür düşünür, hürriyeti sever, tedbirli insanlardır. Kanun, kaide, usul, prensiplere riayet eder. Müşteri yıldızının tesirinde olanlar her şeyi iyi gören kimselerdir. Zerafet ve kibarlığa büyük ehemmiyet verirler[2].
İhvan-ı Safa kardeşliği ise Jüpiter dairesinden bütün aleme nüfuz eden ruhani güçlerin yayıldığını belirtir. Tabiatlar bu güçlerle dengede durur ve zıt güçler sayesinde birleşir. Onlar oluşan doğanlara sebep olur ve varlıklardaki düzeni korurlar. Onların büyük alemdeki ruhaniyetlerinin etkileri, küçük alem olan insan bedenine yayılan karaciğerdir. Mizacın iyiliği, karışımların itidali ve kanın organlara akışı onunla gerçekleşir. Onun sayesinde beden büyür ve şekillenir, hayat güzelleşir, yaşamak tatlı olur ve ruhlar ünsiyet bulur. Onun ruhaniyeti, peygamberlerin (as) ve şeriat sahiplerinin doğumlarını, onun dairesinden yayılan, onun feleğinden inen ve onun kapısından çıkan meleklerin yerlerini ve namaz kılınan ve ibadet edilen mekanları elinde tutar. Kurbanlarda boğazlanan, etleri sadaka ve zekat olarak dağıtılan güzel suretli hayvanlar; son derece dengeli, çok faydalı ve kafur kokulu bitkiler; soğuk ile sıcak ve yaş ile kuru arası mutedil buharlar; beyaz elbiseler, koca sarıklar ve şallar vardır. O, filozofların, kadıların, peygamberlerin şeriatları ve filozofların makamlarına hizmet edenlerin doğumlarıyla ilgilidir. Ondan yayılan melekler, uzayın sakinleri ve havanın yöneticileridir. "Ortağı olmayan Allah'tan başka ilah yoktur. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı kılan Allaha mahsustur. . . Uyarıcı gelmemiş hiçbir ümmet yoktur. O her şeye kadirdir”. Bu güçler, madenlerden beyaz ve yumuşak cisimli olanlara, cevherlerden inci, mercan, billur ve cama ve içinde canlı hayvan ve başka şeyler bulunan tatlı sulara mahsustur. O bunlara aittir ve onlar bundan kaynaklanır. Peygamberler Allah'ın kendileri için hazırladığı güzel gelecek ve bol sevaba onun ruhaniyetiyle ulaşır. Cennet hazinedarı Rıdvan da onlardandır[3].
Son olarak Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname adlı eserinde Müşteri (Jüpiter) yıldızı astronomlar tarafından saadet verici olarak tanınmıştır. Tabiatının adaletli oluşundan ona en saadetli adı verilmiştir. Müşteri yıldızının tabiatında ve övgüye değer vasıflarında, müneccimler söz birliği edip demişlerdir ki: Müşteri’nin tabiatı yumuşaklığıyla sıcak ve rutubetli olup gündüz erkeği olmakla; büyük uğurlu namıyla adlandırılmıştır. Bu yıldızın vasıfları; din gayreti, bilim, haya, cömertlik, alçak gönüllülük, akıl, iffet, dil açıklığı ve uz dillilik bulunmuştur. Bu yıldız, pazartesi gecesine ve perşembe gününe hâkimdir. O gecenin gün batımından sonra ve bu gündüzün gün doğumundan sonra birer zaman saatleri, bu yıldıza bağlı kılınmıştır[4].
[1] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 1, 4. Basım 2020, syf: 106 – 107 [2] Mustafa İloğlu, ed., Gizli İlimler Hazinesi, İstanbul : Seda Yayınları, Şubat 2013, Cilt. 1, Syf: 53 - 79 [3] İhvan-ı Safa Risaleleri, Ayrıntı Yayınları, İstanbul: Kayhan Matbaacılık, Cilt.4, 1. Basım, 2014, Syf: 166 [4] Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname, Prof. Dr. Durali Yılmaz, İstanbul: Ataç Yayınları, Mart 2016, Cilt 1 Syf: 130 - 218 [1] Gökyüzü Atlası, Evrenin Keşfi : Yıldızlarla, Gezegenler Arasında Bir Yolculuk, İstanbul: 2010 Boyut Yayıncılık, Boyut Matbaacılık A.Ş., Syf : 170 – 173 [2] Ferdi hürriyet lehinde hürriyeti destekleyen. Teşebbüs ve Hürriyet haklarını korumak için en iyi vasıta. Devletin varlığını ve kalıcılığını korumak için en iyi vasıta. [3] Başvuru Kitapları Mitoloji, 6. Baskı Nisan 2015, NTV Yayınları, Doğuş Yayın Grubu, İstanbul, Syf: 206 [4] Başvuru Kitapları Mitoloji, 6. Baskı Nisan 2015, NTV Yayınları, Doğuş Yayın Grubu, İstanbul, Syf: 208 - 210 [5] Başvuru Kitapları Mitoloji, 6. Baskı Nisan 2015, NTV Yayınları, Doğuş Yayın Grubu, İstanbul, Syf: 120 [6] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 8.Cilt, 4. Baskı 2017, syf: 50 - 53 [7] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 1.Cilt, 10. Baskı 2020, syf: 441 [8] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 1.Cilt, 10. Baskı 2020, syf: 442 [9] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 2, 3. Basım 2019, syf: 88
Comentários