top of page

Yeni Başlayanlar İçin Astroloji: Venüs Gezegeni ve Astroloji

Yazarın fotoğrafı: Orhan Oğuz YILMAZOrhan Oğuz YILMAZ

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2022

“Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü: Rabb’im budur dedi. Yıldız batınca da ben batanları sevmem, dedi. “

En-Am Suresi 76. Ayet

Kimilerine göre Sabah Yıldızı, kimilerine göre ise Akşam Yıldızı belki de hakkında eserler yazılan Çoban Yıldızı tüm haşmetiyle güzelliğini, bolluğunu ve bereketini bizlerle paylaşır. Geceleri kaybolmasın diye kervanlara, denizcilere yolunu gösterir.

Kimilerine göre Sabah Yıldızı, kimilerine göre ise Akşam Yıldızı belki de hakkında eserler yazılan Çoban Yıldızı tüm haşmetiyle güzelliğini, bolluğunu ve bereketini bizlerle paylaşır. Geceleri kaybolmasın diye kervanlara, denizcilere yolunu gösterir.
Yeni Başlayanlar İçin Astroloji: Venüs Gezegeni ve Astroloji

Sadece fiziksel olarak değil fizik ötesinde de enerjisiyle ve evrene yaydığı titreşimlerle idrak edilebilen, algı kapıları açık ve az da olsa sezgilerinin üzerindeki tortuları temizlemiş Ruh’lara manaların ve nispetlerin duyu organlarında ve algılanan şeylerde derin anlamının mesajlarının anlaşılmasını sağlar.


İlham olur şairlere; aşık eder dağlara, ağaçlara, maddeler dünyasındaki muhtelif varlıklara ve onlarla alakalı muhteşem bir belağatla şiirler söylemesini belki de kusursuz bir nazım ile cümleler kurmasını sağlar, bakarsın efsane olur dilden dile dolaşır alegorileri. Belki de Tahir’in aşkı dahi kralın kızı bedenlenmiş Zühre’ye değil de güncel adıyla Venüs’edir kim bilir.


VENÜS’ÜN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

Venüs gezegeni boyut itibarıyla Dünya’ya çok benzer. Ayrıca Dünya gibi kısa bir süre önce sönmüş olan birkaç yanardağı vardır. Ancak iki gezegen arasındaki benzerlikler burada biter. %65’i düzlük olan Venüs, karbondioksitten oluşan kalın bir atmosferle çevrilir. Kasırga kadar şiddetli rüzgarlara maruz kalır ve sera etkisi dolayısıyla sıcaklığı neredeyse 500 derecedir. Bir iç gezegen olan Venüş, Güneş ile Dünya arasındaki yörüngesi üzerinde döner. Bu nedenle Venüs de Güneş gibi en iyi gün doğumunda veya gün batımında gözlemlenir. Gün batarken görülen ilk gezegen olduğundan Vesper veya Akşam Yıldızı olarak da bilinir. Gün doğumunda ise Güneş, Venüs’ten önce doğar ve bu nedenle Lucifer (ışık getiren) veya Sabah Yıldızı olarak da bilinir.


Güneş’e, Dünya’dan daha yakın olduğundan Ay’ın durumunda olduğu gibi Venüs de değişik şekillerde aydınlanır ve Dünya’dan bakılınca yükselen evreden alçalan evreye geçer, sonra kaybolur ve sonrasında çevrime tekrar baştan başlar. Venüs’ün yörüngesi sadece 3,4 derece eğiminde olduğundan bazı dönemlerde tamamıyla karanlık kalır yani örtülme gerçekleşir, bazı dönemlerde ise Güneş dairesinin bir uçtan diğerine önünden geçer yani geçiş gerçekleşir, bu durumda Güneş’in aydınlık arka fonunun önünde küçük, siyah bir daire gibi görünür.


Diğer birçok gezegenin aksine Venüs kendi dönüş ekseninin çevresinde ters yönde döner. Eğer Venüs’te yaşıyor olsak, Güneş batıdan doğacak ve doğudan batacaktır. Gezegenin bir tam dönüşü yaklaşık 243 gündür. Bir Venüs yılı ise yani Güneş’in etrafında bir tam dönüşü 224 gündür. Bu nedenle Venüs gezegeninde bir gün 224 gündür ve bir yıldan uzundur. Atmosferi tamamen karbondioksit ile kaplı olduğundan kızılötesi radyasyonla gezegeni izlemek zordur. Zaman zaman sülfürik asit yağmurları yağar ve Güneş ışığının gezegenin gaz örtüsünden zar zor geçtiği sisli zamanlarda Venüs’ün gök yüzünün, Dünya’nın gök yüzüne çok benzediği gözlemlenmiştir. Venüs’ün uydusu da manyetik alanı da yoktur. Bu durumun gezegenin kendi çevresindeki çok yavaş hareketinden kaynaklandığı düşünülmektedir[1].


VENÜS’ÜN DİNLER VE MİTOLOJİDEKİ YERİ

Yunan mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, Roma mitolojisinde karşımıza Venüs, yakın doğu mitolojisinde İnanna[2] ve son olarak Araplarda ise Zühre[3] ismiyle karşımıza çıkmaktadır. Afrodit’in doğumu üzerine iki efsane vardır. Bunlardan ilki Zeus ile Okeanos kızı Dione’den doğduğunu söylerken, ikincisi denizin köpüklü dalgalarından doğduğunu söyler. Titanlar’dan Kronos, babası Uranos’u iğdiş ettikten sonra cinsel organı denize düşer ve o denizden Afrodit (Venüs) doğar. Afrodit, altın sıfatıyla çoğu yerde karşımıza çıkar. Bununla birlikte işveli, cilveli, güzel, sevgi ve gönül alma gibi birçok sıfat tanrıça ile ilişkilendirilir[4]. Geceleri çok parlak göründüğünden ve parlaklık da güzellikle özdeşleştirildiğinden bu benzetmeler yapılmıştır. Ayrıca parlaklık ve güzellik insanlara cinselliği çağrıştırdığından cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklara da genel isim olarak Zührevi Hastalıklar ismi verilmiştir[5].


Türk Anonim Hikayesi olan Tahir ile Zühre’nin hikayesi de dikkat çekicidir. Padişahın kızı olan Zühre ile vezirin oğlu Tahir’in ölümle son bulan aşklarından bahseder. İki aşığın birleşmesine Zühre’nin annesi karşı çıkmaktadır ve engeller onları. Tahir sürgün edilir ve Zühre’nin başka biriyle evlendirilmesi gündeme gelir. Bunu duyan Tahir geri gelir ve öldürülür. Zühre, Tahir’in ölümüne dayanamaz ve intihar eder. Kabirlerinde bir gül fidanı ve çalı büyür, geçmişlerini temsil eder. Bu hikaye sadece Türkiye’de değil; Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi Türki Cumhuriyetlerde de bilinmektedir. Belki bu alegoride de bahsedilen Zühre, Venüs gezegenidir.


BİLGİDEN SEZGİYE : VENÜS

“ Muhakkak ki biz Dünya göğünü (o yakın göğü), bir ziynetle yıldızlarla süsledik. “

(Saffat, Kuran-ı Kerim,, 6.Ayet)

İslam düşünürü İbn Arabi alegorisinde, Venüs feleğinden şu şekilde bahsetmektedir; “taklitçi Yusuf ile akılcı ise Zühre (Venüs) ile karşılaşır. Yusuf, taklitçiye misal ve hayat suretleriyle ilgili bilgileri aktarır. Ona inek suretindeki seneleri, ekinlerin başlarındaki bolluğu ve kıtlığı, bütün bunların ölçülerini, miktarların ve oranlarını tek tek gösterir. Bilgiyi süt suretinde, dinde sebat etmeyi ise kayıt suretinde gösterir. Yusuf, manaların ve nispetlerin duyuda ve duyulurda bedenlenişini konuğuna öğretmeyi sürdürür. Şairlere yardım, nazımlı ve sağlam ifadeler bu gökten geldiği gibi cisimlerdeki geometrik şekiller ve onların nefsteki tasviri de, yükseldikleri bu gökten ortaya çıkar. Dört asıl bu gökten ortaya çıkar[6]. Bu ikisi, iki sebep ve iki direktir. Hafif sebep ve ağır sebep. Direklerden biri ayrık diğeri bileşiktir. Ayrık direk tahlili verirken bileşik olan terkibi verir. Hafif sebep ruhu verirken ağırı bedeni verir. Hepsinin toplamıyla da insan meydana gelir[7].


Cuma günü meydana gelen her ilmi konu, Yusuf’un ruhaniyetinden meydana gelir. Ateş ve hava unsurunda oluşan her ulvi eser, Zühre gezegeninin bakışından meydana gelirken, su ve toprak unsurundan meydana gelen her süfli eser ise Zühre feleğinin hareketinden kaynaklanır. Başka bir ifade ile bu eserler, gök ve yeryüzü arasında inen ilahi emirdendir. Söz konusu emir bu ikisinin arasında doğan her şeyde, başka bir anlatımla gökten yağan şeyle bu yağmayı kabul eden yeryüzü arasında oluşan her şeyde bulunur. Bugünde ve diğer günlerdeki saatlerinde söz konusu şahıs adına meydana gelen ilimler, cemal ve ünsiyet mertebesinden tasvir ilmi ve haller ilmidir[8]. Bu Bedel’in makamı ise “Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.” Ayetidir. Sadece doğan kişi, soru sorar. Çünkü çocuk, tıfıllık makamındadır. Tıfıllık yaşlık anlamındaki tıfl kelimesinden türetilmiştir. Çocuk sormadan bilemez o halde çocuk beşinci mertebededir. Onların anneleri dörttür ki onlar da unsurlardır. Böylece çocuk beşinci varlık oldu. Bu nedenle soru sormak, bedeller içinde beşinci Bedel’in alışkanlığı olmuştur[9].


Agrippa ise Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi adlı eserinde uğurlu bir Venüs gününde aşağıdaki beti gümüş bir levhaya kazındığında uyum üretir, çatışmaya sonra verir, kadınların sevgisini üretir, gebe kalmaya yol açar, kısırlığa karşı iyidir, üreme becerisi kazandırır, büyüyü çözer, erkek ile kadın arasında barışa neden olur, her tür hayvanı, sürüyü verimli kılar, melankolik bozuklukları giderir, sevince yol açar, onunla gezen gezginlere uğur getirir. Uğursuz Venüs ile bakır levhaya kazınırsa söylenenlerin tam tersi gerçekleşir[10].


Öğelerden hava ve su, suyuklardan balgam ve kan. Tatlardan tatlı, yağlı, ballı olanlar. Metallerden hem sarı hem kırmızı tunç. Beril, zebercet, zümrüt, safir, yeşil yeşim, kırmızı akik… Sandal ağacı, mercan, mine çiçeği, menekşe. Tatlı armutlar, incirler, nar gibi hoş lezzetli meyveler. Hayvanların hızlı çoğalanları, kibrinden boğa, edepsizliğinden buzağı, kuğu, kuyruk sallayan, kırlangıç Venüs’e adanmıştır[11].

Gizli İlimler Hazinesinde Zühre adıyla anılan Venüs yıldızının tabiatı topraktır ve tabiatı itibarıyla dostu sudur. Dost yıldızı Ay, düşman yıldızı Zühal (Satürn) dür. Bu yıldıza mensup olanlar halük, sevimli ve herkese faydalı sözler söyleyen, servet ve samana aşık, kadınlara karşı ziyadesiyle zayıf, şehvetperest, güler yüzlü, tatlı sözlü, mesut, çalışmaya heveskar, muhabbete sabredemeyen, raks, ziyafet ve musikiyi seven insanlardır. Ahbap canlısı, sevimli, tatlı, hassas, muhabbetkar insanlardır. Ekseriye müsrif olurlar. Hep pembe görürler ve lüksü severler. Parlağı sağlama tercih ederler. Aşkta pek makbul, güzel, sehhar ve büyüleyen cazibeleri vardır[12].


İhvan-ı Safa kardeşliğinde Venüs dairesinden bütün alemin bedenine ve parçalarına nüfuz eden ruhani güçler yayıldığından bahsedilir. Alemin ziyneti, düzeninin iyiliği, ışıklarının parlaklığı, çiçeklerinin çekiciliği, kainatın süsü, varlıkların güzelliği, bitkilerin itidali, süs arzusu, güzellik sevgisi ve yetkinlik talebi onunla gerçekleşir. Bu tıpkı zevk arzusunun mide organından yiyecek ve içeceklerin tadını alan bütün duyu kanallarına yayılmasına benzer. Onun ruhanileri, kadınların, hizmetçilerin ve onların konumunda olanların doğumlarıyla ilgilidir. Onun ruhanilerinin alemdeki fiilleri, aşk, sevgi, güzel ziynetlerle süslenmedir. Madenlerden kadınların kullandığı aletler, taçlar, takılar ve yüzüklerle; cevherlerden inciyle; bitkilerden tadı ve kokusu hoş ve görünüşü güzel her şeyle, tüm ağaç çiçekleri, kokuları, yağları ve onların hoş manzaraları ve güzel meyveleriyle ve hayvanlardan buna benzer şeylerle ilgilidir. Onların yeryüzündeki yerleri, lezzet ve tatlıların mekanlarıdır. Onların ruhanileri, sayısını Aziz ve Celil olan Allah'tan başka kimsenin bilmediği meleklerdir. Onlar, ziynetle süslenmiş renkli hayvanlara binerler. Onlara elinde şöyle yazılı bir bayrak bulunan bir melek başkanlık eder: "Ortağı olmayan Allah'tan başka ilah yoktur:' "De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim yasaklar?" O, nakış ve resmin özüdür. Nefis heyulaya bu güç sayesinde yerleşir[13].


Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname adlı eserinde Zühre (Venüs) yıldızının astronomlar tarafından küçük kutlu adıyla adlandırıldığını belirtir ve Zühre’nin tabiatı, orta derecede soğukluk ve rutubettir. Zühre, gece erkeği olmakla, küçük kutlu adını almıştır. Bu yıldıza bakmanın kalbe sevinç verdiği tecrübe kılınmıştır. Bu yıldızın vasıfları, yumuşaklık, sevgi, sevecenlik, ferah, dilek, oyun, zenginlik, cinsel güç ve güzel yaratılış bulunmuştur. Bu yıldız, salı gecesi ve cuma gününe hâkimdir. O gecenin ve bu günün ilk saatleri, buna oranlanmıştır[14].

 

[1] Gökyüzü Atlası, Evrenin Keşfi : Yıldızlarla, Gezegenler Arasında Bir Yolculuk, İstanbul: 2010 Boyut Yayıncılık, Boyut Matbaacılık A.Ş., Syf : 160 – 163 [2] Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN, Kur’an Rehberliğinde Ezoterizm ve Mitoloji, Ankara: Gece Kitaplığı, 1.Basım, Mart 2020, syf: 14 [3] Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN, Kur’an Rehberliğinde Ezoterizm ve Mitoloji, Ankara: Gece Kitaplığı, 1.Basım, Mart 2020, syf: 95 [4] Başvuru Kitapları Mitoloji, 6. Baskı Nisan 2015, NTV Yayınları, Doğuş Yayın Grubu, İstanbul, Syf: 142-143 [5] Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN, Kur’an Rehberliğinde Ezoterizm ve Mitoloji, Ankara: Gece Kitaplığı, 1.Basım, Mart 2020, syf: 95 [6] Dört asılın bu gökten ortaya çıktığını belirtir. Beden de dört karışıma dayanır. Bu ikisi, iki sebep ve iki direktir. Hafif sebep ve ağır sebep. Direklerden biri ayrı diğeri bileşiktir. Ayrık direk tahlili (çözümleme) verirken bileşik olan terkibi (birleşim, birleştirme, bir araya gelme) verir. Hafif sebep ruhu verirken, ağırı bedeni verir. Hepsinin toplamıyla da insan meydana gelir. Büyüğü ve küçüğüyle bu alemin ne kadar sağlam olduğuna bir bakınız. Bu iki şahıs bu ilimleri öğrendikten sonra taklitçi akılcıya göre “özel yön’ün sağladığı Allah hakkında bilgiyi de fazladan elde eder. Aynı şekilde, her ikisi için de gökte bir intikal gerçekleşir. Onlar, bütün göklerin kalbi olan orta göğe yükselmek isterler. Oraya girdiklerinde ise taklitçi İdris ile akılcı ise Güneş yıldızının ruhaniyetiyle karşılaşır. [7] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 8.Cilt, 4. Baskı 2017, syf: 45-46 [8] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 1.Cilt, 10. Baskı 2020, syf: 441 [9] İbn Arabi, Fütuhatı Mekkiyye, Çeviren Ekrem Demirli, İstanbul: Litera Yayıncılık, 1.Cilt, 10. Baskı 2020, syf: 443 [10] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 2, 3. Basım 2019, syf: 89 – 90 [11] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 1, 4. Basım 2020, syf: 110 – 111 [12] M Mustafa İloğlu, ed., Gizli İlimler Hazinesi, İstanbul : Seda Yayınları, Şubat 2013, Cilt. 1, Syf: 53 - 79 [13] İhvan-ı Safa Risaleleri, Ayrıntı Yayınları, İstanbul: Kayhan Matbaacılık, Cilt.4, 1. Basım, 2014, Syf: 167 [14]Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname, Prof. Dr. Durali Yılmaz, İstanbul: Ataç Yayınları, Mart 2016, Cilt 1 Syf: 130 - 218

Komentar


bottom of page